ALLAH ım sen buyuksun bızı zalimlerden koru


Bu Blogda Ara

23 Ekim 2010 Cumartesi

Yusuf’un Kokusu

Yusuf’un Kokusu

Zulmün, işkencenin, her türlü baskının insanların üzerine umutsuzluk perdesi ördüğü dönemlerde müjde gelmiştir âdemoğluna. Namaz kılarken boğulmak istenen, mübarek bedenlerine necâset atılan, taşlarla kovalanan Peygamberimiz (s.a.v.)’e, ayaklarından ipler takılıp kızgın çöllerde sürüklenen, ateşler üzerine yatırılan, İlahi mesajı okuduklarında Ebû Cehiller tarafından kulakları kanatılan kutlu yolun sevdalıları Ashâba, sıkıntıların sonunda hep saadet dönemleri müjdelenmiştir.



Yemek şöyle dursun, bir kuru hurmayı dahi bulamayan, açlıktan karınlarına taş bağlayan Ashâb-ı Güzîn’e, Hendek muharebesinde Kisra’nın sarayının, Rum ülkesinin, Sân’a diyarının müjdesini veriyordu müminlerin Habib-i Kibriya’sı (s.a.v.)



Yurtlarını ve mallarını rızâyı bâri uğrunda geride bırakarak hicrete zorlanan: “Fetih ne zaman?” diye yakaran mücâhidâne İlahî mesaj Cibril-i Emin vasıtasıyla şu şekilde iniyordu semâdan:



“(Ey Mü’minler!) Yoksa siz, sizden evvel geçenlerin hâli başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlar öyle yoksulluk ve sıkıntı (ve belâlardan) sarsıldılar ki, hatta Peygamber(leri) maiyetindeki mü’minlerle birlikte: ‘Allah’ın yardımı ne zaman?’ diyordu. Gözünüzü açın. Allah’ın yardımı yakındır muhakkak” (Bakara, 214)



Yeryüzünde meydana gelen bunca zulmü, Müslüman olduğumuz için bizlere revâ gören Batı’nın, kendilerinin hazırladıkları hile ve desiselerin içinde boğulacağı günler yakındır. Yeter ki biz 1 milyar Müslüman, 48 ülke uyanıp tekrar asliyetimize, bizi biz eden değerlere sarılabilelim. Hepimizin bir ümmet olduğunu anlayabilelim.



Faizi, zinayı ve ahlaksızlığı yaygınlaştırarak zengin kaynaklarımızı kullanmaya kalkışanlara fırsat vermeyelim.



Dâvâsından vazgeçme şartıyla her türlü imkanı sağlama sözü veren müşriklere Peygamberimiz (s.a.v)’in: “Ya, hakk hâkim olur, ya da Muhammed (s.a.v.) ölür.” Dediği gibi, bu yolda sebat kılan Ashâb’ın tavizsiz tavrını ele alabilelim.



Göreceğiz, imkanın olmadığı, her türlü ümidin bittiği anda 40 yıl evladından uzak kalan Yâkub (a.s.)’un: “Bana bunak demezseniz inanın ki şimdi Yusuf’un kokusunu duyuyorum.” Dediği gibi sebat ettiğimiz sürece Hakk’ın yardımının işaretlerini göreceğiz.





KEMALE DAİR SOHBETLER kitabından…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder