ALLAH ım sen buyuksun bızı zalimlerden koru


Bu Blogda Ara

23 Ekim 2010 Cumartesi

Dua; Kurtuluş Kapımız

Dua; Kurtuluş Kapımız

Ümitlerin yok olduğu anda yapılan dua makbuldür. Yalnız, istenilenin yerine getirilmesinden sonra Allah’ın unutulmaması gerekir. “İnsana bir zarar dokundu mu, hemen samimiyetle Rabbine yönelerek, O’na dua eder. Hakk Teala kendisine bir nimet ihsan etti mi, önce yalvarıp yakardığını unutur. İnsanları Allah yolundan sapıtmak için O’na eşler ve ortaklar koşar. De ki, bu nankörlükte kısa bir müddet daha safa sür. Sen de cehennemliklerdensin.”

Allah’ı medh ve senâ ederek, O’na aczimizi arz edip, lütuf ve yardım beklemektir dua. “(Ey Habibim!) Kullarım, Sana Beni sorarlarsa, (onlara bildir ki) şüphesiz ben (onlara) yakınım! Bana dua edince dua edenin duasına icabet ederim. O halde onlar da benim (emirlerime) icabet etsinler. Bana iman etsinler ki (Hakk’ı bulacakları yola) irşad olsunlar.”

Dua ile alakalı Tesbih ve zikir, tazarru ve niyazla gece gündüz, Allah’a yalvarıp yakaran Efendimiz (s.a.v)’in, dualarıyla ilgili hemen hemen bütün hadis kitaplarında hususi bir bölüm vardır. “Kitabü’l Ezkâr ve-d Daavât ve Tefsîruha”, “Kitabü’d-Dua” sadece buraya kaydedebildiklerimiz. Lüzum ettikçe kullanabileceğimiz ebatta daha dolu kitapçıklar mevcuttur. Mahmud Sami Ramazanoğlu (k.s.)’nun “Dualar ve Zikirler” kitabı bunların en mühimlerindendir.

Allah’ın ezelde takdirini dua değiştirmez. Bu sebeple duaya gerek yoktur diyenlere İmam Gazali (r.a.): “Dua ile kazanın savuşturulması da kazadır.” diyerek cevap vermiştir.

Kemâlât adlı kitabından…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder