ALLAH ım sen buyuksun bızı zalimlerden koru


Bu Blogda Ara

23 Ekim 2010 Cumartesi

Ali Ramazan Dinç

Sarf Etme Zayi Vaktini

İmandan, Salih amellerden bahseden, birbirine hakkı ve sabrı tavsiye eden sûreye, zaman anlamına gelen “Asr” sûresi gelmiştir.



Asır, içinde bulunulan vakittir.



İnsanın yaratılışını, bahtiyar kulara verilen nimetleri, ibret alanlara öğütleri içeren sûreye de, zamanın tamamı anlamına gelen “Dehr” suresi adı verilmiştir. Âlemin başlangıcından sonuna kadar olan müddete “dehr” denmiştir. Zamanın az veya sınırlı süresine de “hîn” denir.



Zaman büyük bir nimettir. Efendimiz (s.a.v): “İnsanlar iki şeyde aldanmıştır. Sıhhat ve boş vakit.” Buyurmuşlardır. Allah (c.c.) kulundan iş ister, insanın dünyaya geliş gayesi de budur. “Ben cinleri ve insanları, ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım (Zariyat: 51/56)” denilmektedir ayet-i kerimede. Amel için de zaman gerekmektedir. “İki günü denk olan zarardadır.” Buyuran Aleyhisselatü vesselâm Efendimiz vaktin önemini bir başka Hadis-i Şeriflerinde şöyle beyan buyururlar: “Hiçbir sabah yoktur ki tan yeri, iki melek şunları söylemeden ağarsın: Ey Âdemoğlu! Ben yeni bir günüm ve senin davranışlarına şahidim. O halde beni en iyi şekilde kullan. Çünkü Kıyamet Günü’ne kadar bir daha gelmeyeceğim.”



Çektikleri sıkıntılarla zamana tân edenlere, bir düşünür:



“Zaman bozuldu fesat var diyorlar

Zaman bozulmadı kendileri fesat” der.



Her andan mes’ul oluşumuz Kitâb-ı Kerim’de: “Acaba insan başıboş bırakılacağını mı sanır” ayetiyle belirtilir. (Kıyame: 75/36). O halde Müslüman, günlük programını yaparken şu hususa dikkat eder:



1. İbadet

2. Geçimini temin

3. Sabah, öğle ve yatarken kendini hesaba çekme



İmam Şâfii (r.h.a.), arifanın sohbetinden zaman ile ilgili şu prensipleri edindiğini söyler:

* Zaman bir kılıçtır, sen onu kullanmazsan, o seni keser.

* Kendini Hakk ile meşgul etmezsen, batıl seni istila eder.



Tatillerin nasıl değerlendirileceği düşünülecek olursa, “O halde boş kaldın mı hemen yorul. Ve her işinde ancak Rabbine sarıl.” (İnşirah: 94/7-8) ayetleri bize gereken cevabı verir. Namazdan, ibadetten, inancın yolunda gayretten sonra tekrar hayırla işe koş.



Es’âd-ı Erbîlî (k.s.):



“Terket hevâ-yı ıyşini lutfeylesin cânan sana,

Sarf etme zâyi vaktini vermez şifâ seyran sana”



Beytiyle vakitlerimizi nefse uymakla değil, Allah’ın emirlerini yaşamakla geçirdiğimizde gerçek şifanın kazanılacağını ifade eder.



(KEMÂLÂT kitabından)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder