Gecenin Bereketi
Gece-gündüz Rabbimize kullukla emrolunduk. “Ve sana (yakîn) ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”1 “Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı namazlarında), sabaha kavuştuğunuzda (sabah namazında), gündüzün sonunda (ikindi namazında) ve öğle vaktine eriştiğinizde (öğle namazında), Allah’ı tesbih edin. Göklerde ve yerde hamd O’na mahsustur.2 Beş vakit namazın, tesbih, tahmid, takdis, tenzih, tehlil, temcid, dua, mü-nacaat, tezellül, tevazu, huzur ve huşunun, gece ve gündüz eda edilmesi gerektiği bu ayet-i celilede bildirilir. İbni Abbas (r.a)’dan rivayet edildiğine göre Ebu Abbasi’l Kassab (k.s): “Benim sabahım ve akşamım yoktur. Bütün vakitlerim fenâ (Allah’ın aşk ve muhabbetinde yanıp kül olma) deryasında müstağraktır.” diyerek her an huzuru daimde olduğunu ifade eder. İbnül’ vakt (içinde bulunduğu zamanda kendisinden istenen ne ise onu yerine getiren) kul, Mevlâsına âşıktır her zaman. Sabah ve akşama yemin eder Allah (c.c) Kur’an’ında. “Andolsun örtüverdiği zaman geceye. Ve açıldığı zaman gündüze.”3 “Kasem olsun kuşluk vaktine. Ve sakin olduğu zaman geceye.”4 “O Halik-ı Zîşan sabahı yarıp çıkarandır.”5 “De ki, sabahı açan (aydınlatan) Rabbine sığınırım.”6 Peygamberimiz (s.a.v): “Güneş doğuncaya kadar mescidde oturmayı, dört köle azat etmekten daha çok severim.” buyurur. Sabahtan güneşin yükselmesine kadar olan vakit kıymetlidir. “Ve açılmaya başladığı zaman gündüze”7 yemin eder Allah (c.c).
Güneş doğuncaya kadar istiğfar, tevhit ve salat ü selamla meşgul olunur. Her rekatta ihlas-ı şerif okunarak işrak namazı kılınır. Daha sonra istirahat edilir. Kuşluk vakti de namaz ve zikirlerle ihya edilirse ecre nail olunur. Ebu Hureyre (r.a), Peygamberimiz (s.a.v)’den: “Kim iki rekat kuşluk namazını devamlı kılarsa, denizin köpüğü kadar da olsa günahları, bağışlanır.”8 hadisini nakletmektedir. Ukbe b. Amir (r.a) anlatıyor: “Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte Tebük seferine katılmıştım. Rasûlullah ashabı ile oturup konuşurken: “Kim kuşluk vakti kalkıp iyice abdest alıp sonra iki rekat namaz kılarsa günahları bağışlanır ve annesinden doğduğu gün gibi temiz olur.”9 buyurdu.
Kuşluktan Öğleye Kadar
* İlimle,
* Zikirle,
* Yoksullara infakla,
* Ticaretle meşgul olunur.
Akşam eve selamla girip, farz namazı cemaatle eda ettikten sonra altı rekat namaz kılınır. Ebu Hureyre (r.a)’nin rivayet ettiğine göre Efendimiz (s.a.v): “Kim akşam namazından sonra çirkin bir söz söylemeden altı rekat namaz kılarsa, bunların sevabı on iki senelik nafile ibadetin sevabına eşit olur.”10 “Kim akşamdan sonra altı rekat namaz kılarsa, günahları denizin köpüğü kadar da olsa bağışlanır.”11 buyurmuşlardır.
Yatsı namazından sonra abdestli olarak yatana Peygamberimiz (s.a.v) şu müjdeyi verir. İbni Abbas (r.a) rivayet ediyor: “Bu vücutları temizleyin ki, Allah da sizi günahlardan temizlesin. Zira abdestli olarak yatan bir kulun yanında, onunla birlikte bir melek geceler. Gecenin bir saatinde (bir taraftan öbür tarafa) döndüğünde melek: “Allah’ım! Kulunu bağışla, çünkü o abdestli olarak yattı diye dua eder.”12 Abdullah (r.a)’ın rivayetinde şöyle denilmektedir: “Gece kılınan namazın gündüz kılınan namaza üstünlüğü, gizli verilen sadakanın, âşikar verilen sadakaya olan üstünlüğü gibidir.”13 İbn Ab-bas (r.a): Rasûlullah (s.a.v) bize gece namazını emretti. Buna o kadar teşvik etti ki, “Bir rekat bile olsa gece namazını kılmaya devam
edin.”14
Gece ve Seher
Zamanın değeri o anda zuhur eden hadiseden dolayıdır. Gecenin kıymeti Kur’an’ın nuzûlü sebebiyledir. “Biz O’nu mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz uyarıcıyız.”15 “Şüphesiz ki biz O’nu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik.”16 Gecenin fazileti hakkında ayet-i celileler bitmez. “Yoksa o, ahiretten çekinip Rabbinin rahmetini umarak gece saatlerinde secdeye kapanan, kıyamda iken ibadetle geçiren kimse (gibi) midir?”17 “Ve gecenin bir kısmında O’na secde et. Ve O’nu gece boyunca tesbih et.”18 “Korku ve ümitle, Rablerine yalvarmak üzere onların vücutları yataklardan uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar.”19 “Onlar gecenin az bir kısmında uyurlar (çoğunda namaz kılarlar)dı.”20 “Gecenin bir kısmında kalk ve sana mahsus fazlalık olmak üzere O’nunla (Kur’an’la) namaz kıl.”21
Efendimiz (s.a.v)’in dünyayı teşrifiyle dört mevsim içerisinde bahar gibi kıymetli olan seher hakkında Rabbimiz (c.c): “Sabreden, dürüst olan, huzurda boyun büken, hayra harcayan ve seher vaktinde Allah’tan bağış dileyenler (dir onlar).”22, “Seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi.”23 buyurmaktadır.
Her şeyden ayrılıp gece sessizliğinde Mevla ile başbaşa kalınan esrar dolu gecenin önemi: “Şüphesiz gece saatleri hem daha etkili, okumak bakımından daha sağlamdır. Zira gündüz vakti, sana uzun bir meşguliyet var.”24 ayetiyle haber verilir. Gece yetişen nefis daha olgundur. Evliyaullahın teveccühü (kalben yönelişi) de o andır. Sami Ramazanoğlu (k.s): “Gece yapılan evratla gündüze kalan evrat arasındaki fark, kazaya kalan oruç gibidir.” buyururlar. H. Ali Ramitenî (k.s) (591/721): Bir iş üzerinde üç kalb birleştiği zaman kulun muradı hâsıl olur, demiştir.
Üç Kalp
1- Mü’minin kalbi,
2- Kur’an’ın kalbi (Yasin-i Şerif),
3- Gecenin kalbi (Seher vakti)
Efendimiz (s.a.v), mübarek ayakları şişinceye kadar geceleri namaz kılarlardı. Cibril-i Emin: Yâ Rasûlallah! Nefsine bu kadar me-şakkat verme deyince, Efendimiz (s.a.v): “Ben Rabbime şükreden bir kul olmayayım mı?” buyurdular.
Bilal ve Ebu Umame (r.a)’den rivayetle Peygamberimiz (s.a.v): “Gece ibadetinde bulunun. Bu sizden önceki salihlerin adetlerindendir. Gece ibadeti Allah’a yakınlık, günahlara son verme, kötülükleri örtme ve bedenden hastalığı atmadır.” buyurmaktadır. Verem hastalığına tutulanların gece çamlıklar arasında dolaştırılması çok mânâlıdır.
Nebiler Nebisi (s.a.v): “Cennette öyle odalar vardır ki, içi dışından, dışı içinden görülür. Allah (c.c) onları, sözü yumuşak söyleyenlere, yemek yediren, oruca devam eden, insanlar uykuda iken gece namazı kılanlara hazırlamıştır.” “Gece bir saat var, Allah’tan hayır dileyin. Herhangi bir Müslüman duasını bu saate denk getirirse, istediğini Allah Teâlâ ona verir.” “Bir adam geceleyin hanımını kaldırır ve birlikte iki rekat namaz kılarlarsa veya kılarsa zikreden erkek ve kadınlardan yazılırlar.” buyurmaktadır.
Onların Gece Hayatı
Hz. Aişe (r.anha): “Râsûlullah (s.a.v.)’ı Allah (c.c) uyandırırdı. O hizbini (Kur’an’dan okuduğu bölümü) bitirmeden seher vakti girmezdi.” Efendimiz (s.a.v), Abdullah b. Ömer (r.a), ne iyi bir insandır, fakat gecenin bir kısmında namaz kılmayı adet edinseydi.” buyururlardı.
Hz. Ebubekir (r.a) ev halkıyla biraz sohbet ettikten sonra onları yatırıp, abdest alarak iki rekat namaz kılarlardı. Sabaha bir saat kalıncaya kadar murakabe yapıp (Rabbimizin kendini gözetlediğini düşünür, sonsuz kudret ve tecellilerini tefekkür edip) bir ah ettiğinde ağzından çıkan nur, Kabeyi ve etrafını aydınlatırdı. On rekat te-heccüd (gecenin bir kısmında uyuyup sıcak yatağını terkederek kıldığı) namazını kılar, ev halkını uyandırırdı. Sabah namazının sünnetini evde kıldıktan sonra cemaate iştirak ederlerdi.
Ebu’d-Derda (r.a): “Eğer öğle vaktinin sıcakları (oruç) ve gece ibadetleri olmasaydı ben bu dünyada yaşamayı sevimli bulmazdım.”
Kısa ömürlerinden uzun bir hayat için taatlara koyulan Üveys el-Karani (k.s), geceyi tamamen ibadetle geçirir, sabaha kadar secdede kalırdı.
Abidlerden Ezher b. Muğis: “Gece rüyamda güzel bir kadın gördüm. O’na:
- Kimsin? Diye sordum. O:
- Cennet hurilerindenim, dedi.
- Benimle evlenir misin? Dedim. O:
- Mihrimi hazırla, dedi. Ben:
- Nikâh mihrin nedir? Diye sordum. O:
- Nikâh mihrim, çokça, geceleri ibadettir, dedi.
Ali b. Dekkak (k.s): “Kırk seneden beri beni üzen tek şey, sabahın olmasıdır.”
Fudayl b. İyaz: “Güneş batarken, Allah’ımla başbaşa kalacağım diye sevinirim. Güneş doğarken de, insanlarla başbaşa kalacağım diye üzülürüm.”
İbn Münkedir (k.s): “Dünya lezzetinden üç şey kalmıştır:
1- Gece kıyamı,
2- Dostlarla buluşma,
3- Cemaatle namaz kılma.”
Hace Muhammed Baki (k.s) (973/1013), gece Kur’an’ı hatmeder, teheccüd namazını kılar; fecr-i sadıktan sonra sabah namazını eda ederdi. Güneş doğuncaya kadar Yasin-i Şerif okur, ellerini arşa kaldırarak: “Yâ Rabbi! Geceler ne kadar tez geçiyor.” diye yakınırdı.
Gece; âşıkın husûsi tecelliye mazhar olduğu, marifetin nihai makamına erdiği, sevgilinin yanında kadrini bildiği andır.
1- Hicr: 15/99
2- Er-Rum: 30/17-18
3- Leyl: 92/1-2
4- Duha: 93/1-2
5- En’am: 6/96
6- Felak: 113/1
7- Tekvir: 81/18
8- İbn Mace, Tirmizi
9- et-Tergib ve’t-Terhib, İmam Hafız el-Münziri
10- İbni Mace; “Sahih”inde, Tirmizi rivayet etmiştir.
11- Taberani
12- Taberani, Evsat
13- Taberani, Kabir
14- Reğb, Terhib
15- Duhan: 44/3
16- Kadir: 97/1
17- Zümer: 39/9
18- İnsan: 76/25
19- Secde: 32/16
20- Zariyat: 17
21- İsra: 17/79
22- Âl-i İmran: 3/17
23- Zariyat: 51/18
24- Müzemmil: 73/6-7
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder